Diyanet’in son hutbesinin kadınların kamusal alandaki varlığını hedef aldığını belirten DAD İzmir Şube Eş Başkanı Nebat Çelik, “Bizler bunu bir zihniyetin ürünü ve politikası olarak görüyoruz” dedi. Çelik, ayrıca Suriye’de Alevi kadınlara yönelik sistematik saldırıları hatırlatarak, Alevi kamuoyu ve kadın örgütlerini daha aktif sahiplenmeye çağırdı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kadın haklarını hedef alan Cuma Hutbeleri’ne 15 Ağustos’ta bir yenisi daha eklenmişti. Türkiye genelindeki camilerde okutulan hutbede, mirastan pay alacak kadınlara, erkeğin alacağının yarısına razı gelmeleri tavsiye edilmişti. Kadınlar, Diyanet’in hutbesinin Anayasal haklara aykırı paylaşımı nedeniyle tepki göstermeyi sürdürüyor.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şube Eş Başkanı Nebat Çelik, Diyanet’in son Cuma hutbesinde “kul hakkı” üzerinden kadınların kazanımlarını hedef alması ve Suriye’de Alevi kadınlara yönelik sistematik kaçırma, işkence, cinsel istismar ve infazlara ilişkin PİRHA’ya konuştu.
“KADINLARIN KAMUSAL ALANDAKİ VARLIĞINA SALDIRI”
Diyanet hutbesinin kadınların kamusal alandaki varlığına bir saldırı olduğunu söyleyen Nebat Çelik, Diyanet’in Cuma hutbesinde kadınları hedef alarak sarf ettiği sözler yalnızca bireysel tercih ve özgürlüklere değil aynı zamanda kadınların kamusal alandaki varlığına, yaşam biçimlerine ve inanç özgürlüğüne doğrudan bir saldırıdır. Hutbede geçen ifadeler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor. Ataerkil aklıyla kadınları denetim altına almaya çalışıyor. Bu tür söylemler kadın cinayetleri arttırıyor, kadın katliamlarını meşrulaştırıyor” diye konuştu.
“İKTİDAR ZİHNİYETİNİN SÖZCÜSÜ”
Nebat Çelik, Diyanet’in iktidar politikasının sözcülüğünü yaptığını ifade ederek, “Bu söylemler ne ahlakla ne de dinle açıklanabilecek bir durum değildir. Bizler bunu bir zihniyetin ürünü ve politikası olarak görüyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı bir kurum olmanın ötesinde AKP’nin sözlüğünü yapan bir kurum haline geldi. Kadın bedenini hedef alan söylemler üzerinden ayakta kalmaya çalışıyor. Biz kadınları eşit ve can olarak görüyoruz. Diyanet’in bu söylemlerini hiçbir karşılığı yoktur” dedi.
“SURİYE’DEKİ KADIN KATLİAMIN DAHA AKTİF SES ÇIKARMALIYIZ”
Yine bu zihniyetin ürünü olan cihadist çetelerin Suriye’de kadınlara yönelik sistematik saldırılarını hatırlatan Nebat Çelik, Alevi örgütleri ve kadın kurumlarını Suriye’de kadınlara yönelik saldıra karşı daha aktif ses çıkarmaya çağırarak, sözlerine şöyle devam etti:
“HTŞ’nin yönetimi devralmasıyla birlikte Suriye’de Alevilere yönelik katliamlar devam ediyor. Alevi köyleri zorla boşaltılıyor, insanlar yaşam alanlarını terk etmeye zorlanıyor. Kadınlar kaçırılarak tecavüze uğruyor. Kaçırılan kadınların akıbeti belli değil. Alevi kadınlara ve çocuklara yönelik insan ticareti suçu işleniyor. Ne yazık ki savunmasız kalan, öz savunmasını geliştiremeyen halklar ağır mağduriyetler yaşıyor.
Diyanet’in kadınları hedef alan saldırılarının zihniyetindekiler kadınları katlediyor. Barışı konuştuğumuz bu süreçte toplumu ötekileştiren, bölen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Genel anlamda biz Alevi toplumunu neyin beklediğini gören bir yerden demokratik gelişmeler noktasında tutum geliştirmek, barışta ve demokratik toplum noktasında söz söylemek gerekiyor. Tüm Alevi kamuoyunun Suriye’de gelişmelere cevap olarak tavır geliştirmek zorunda olduğu bir süreçteyiz. Mücadeleyi yükseltmek, demokrasiden, özgürlükten ve adaletten yana olamamız gereken bir dönemdeyiz. Tüm Alevi kadınları, kadın örgütlerini, kamuoyunu bu katliama karşı daha aktif ses çıkarmaya çağırıyoruz.”
PİRHA/İZMİR