Hızır’ı çağıyoruz çünkü geleneklerimiz, göreneklerimiz, inançsal değerlerimiz içyapısı itibarıyla tarihi gerçeklerimize uymayacak şekilde Sünni kültür ve biat kodlarıyla anlaşılmayan hurafelere batıl düşüncelere dönüştürülmekte. Bizim inancımız dindarlığı değil, dindarlığa karşı fikir üretir, yayılmacı ve dönüştürmeci fikirlerle farklı toplumlara korku salmaz. Kısacası kişisel ve toplumsal ihtiyaçlarını dengeleyerek bireyin kendisini özgür hissetmesini sağlayan tek inanç biçimidir. Hatta insanlık için bir eylemlilik, Gericilere göre şirktir. Korkan, biat etmeyen bir toplum olmadığımızı aşağıdaki nefesle bir kez daha hatırlayalım.
Şah-ı merdan cûşa geldi, sırrın aşikâr eyledi:
“yağmuru yağdıran benim” deyi Ömer’e söyledi
Ol demde şimşek balkıyıp yedi sema gürledi
Hem sakidir, hem bakidir nur-ı rahman’ın ALİ
Yetiş carımıza kurtar medet mürüvvet ya ALİ
Bizim için “Hızır” da sosyal düzende bireyin Alevice düşünce içinde insanlaşmadır, insanlığa yapılan zulüm, haksızlık karşısında insanlık onurudur.
Toprak, su, hava Hızırla uyanır HIZIR GELDİĞİNDE ” cemreye düşer umutları Alevinin ”. O; yaşamı yeniden canlandırır bereketlendirir, hane hane dolaşıp eşitliği, doğa şartlarına göre üretmeyi bu üretime bağlı tüketmeyi anlatır. İnsanın hırslarını engeller, doğanın sahipsizce katletmesini önüne geçer.
Hızır; Alevilikte ganimetin olmadığının delilidir, Rızasız kazanç elde ederek diğer bireylerin yoksul ve çaresiz bırakmayı engelleyendir. Doğa ve insanın birbirine karşı olan saygısını dengeler, talanı şirk sayar. HIZIR TEK KELİME İLE ALEVİ TOPLUMUNDAKİ BİLGİ AKIŞI VE BİLİMDİR…