CHP genel başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU yürüyor. Elinde adalet dövizi, âdeta Ankara bozkırlarında can çekişen Adalet’in peşinde. Bildiğiniz gibi adaletin simgesi terazi ve terazinin iki kefesi var. Ortasında da tartı mili. Tartı için ağırlık ölçüsü kilo ve gramlar kullanılır. Daha büyük ağırlıkları tartmak için ise Kantar yani Baskül, onun gramajları ise bir topuz ile dengelenir.
Küçük esnaf teraziyi, büyük esnaf ve tüccarlar ise Baskül veya Kantar’ı kullanır. İslam dinine göre en af edilmez günahlar terazi veya kantar da yapılacak, hırsızlıklar. Yani terazide gramların ağırlığı veya kantarın topuzunda ayarları bozarak, müşteriyi kandırıp haksız kazanç elde etmektir.
Şimdi gelelim Mülkün, yani Devletin temeli olan Adalet’in terazisine. Hani her adalet sarayının en görkemli yerinde yazar ya; ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR diye.
Son dönemlerde adliye binalarının adı, ADALET SARAYI olarak değiştirildi. Yani adalet o kadar çok gösterişli bir hal aldı ki, sadece zenginin, güçlünün ve bir de iktidardaki partinin erişe bildiği ve mülkünden faydalandığı bir sisteme dönüştü.
Bu sistemin bu kadar bozulması, topuzun bu kadar kaçması, bir günde olmadı. Biraz geçmişe dönerek anımsayalım. Önce adaleti devlete teslim ettiler. Devleti korumak için, milleti cezalandıran adalet.
Zengini korumak için, fakiri cezalandıran adalet, mesela; devletten vergi kaçıran, naylon fatura ile devleti dolandıran, bankaların içini boşaltan, maden ocaklarını, hazine arazilerini, ormanları denizleri kılıfına uydurarak gasp eden hiç birine, gasp ’ten ceza verilmez. Ama bir kilo baklava’ alıp kaçan, iki simit kaçıran çocuklara ağır cezalık gasp suçu uygulanır.
Sonrada şeriatın(adaletin) kestiği parmak acımaz diye, ta Ömer’in adaletine kadar kökünü uzatarak, adalet hikâyeleri anlatılır.
Kemalist adalet de, militarist adalet de, Cemaati’n adaleti de, ve şimdi AKP-Erdoğan adaleti de bu mirası bir birlerine devrederek bu güne geldiler.
Taa ki sıra babalara gelip dayanınca, parmak acımaya, bıçak kemiğe dayandı.
Yani yüzbinlerce insan hapishanelerde, milyonlarcası, işinden kovulmuş, açlığa mahkûm. Binlerce şirkete, işyerine, televizyon ve gazeteye el konmuş ve bunların hepsi de, adalete onaylatılarak yapılmış.
Onlarca milletvekili, yüzlerce belediye başkanı ve gazeteci aynı adaletin adaletiyle şu an hapiste.
Bütün bunlar devletin bekası için yapılmakta. Aynı devletin bekası için, CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu, hukuken yanlış ama siyaseten, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını Erdoğan’ın isteği üzerine kaldırmaya oy vererek desteklediğinin şimdi günahını çekmekte.
Devlet Bahçeli diyordu ya, ‘’akılsız başın cezasını ayaklar çeker’’ diye, Kılıçdaroğlu’na âdete bir hatırlatma yapar gibi.
Yani sadece HDP lileri götürecek sandılar, sonra sıra Erdoğan ile iktidar savaşına giren Cemaatçilere, şimdi ise ulusalcı Kemalistlere gelmiş durum da.
CHP, Mecliste, AKP yi destekleyerek, sokak da Yeni Kapıyı destekleyerek, sınır dışında savaş teskerelerini destekleyerek, Kürtlere karşı operasyonları destekleyerek, FETO ya karşı Olağanüstü hali destekleyerek, her gün biraz daha AKP ye mevzi kazandırdı.
Şimdi kendisinin saklanabileceği bir mevzi bile kalmadı. Yani sustukça sustu ve şimdi ona da sıra geldi.
Bu memleket de herkes avazının çıktığı kadar bağırken, ‘’SUSMA SUSTUKÇA, SIRA SANA GELECEK’’ diye, işte böyle.
Şimdi Enis BERBEROĞLU hapiste.
Önce Selahattin DEMİRTAŞ için adalet, sonra HDP milletvekilleri için adalet, daha sonra, belediye başkanları için adalet, daha daha sonra kapatılan TV, gazete ve kurumlar için adalet, ve bil cümle mağdurlar için adalet dedikten sonra, en son da ENİS Berberoğlu için adalet dersen, belki bu yaptığın hatalarını af edip, seninle ADALET mücadelesine hep birlikte katılarak, sadece ADALET Saray’larını değil, Adaletin Topuzuyla oynayan REİS’in sarayını da sallayabiliriz.
Hadi Kemal, bu sefer çark etmek yok.
Bir kez yola çıktın artık.
Kerbela’daki Hüseyin’in vebali altındasın. Madem Yezitte meydan okudun. Gücünü Hak’dan alacasın.
‘’Öl ikrar verme, öl ikrarından dönme. ’diyenlerden nasip almışsan, Hak seninle yürüyecek.
Belki de siyasetteki en önemli eylemin bu olacak. Yolun açık olsun.
ADALET HERKESE LAZIM.