Türkiye, kritik bir siyasal eşiğe geldi artık!Yozgat mitingindeki boş meydanlar, iktidarın halk nezdinde meşruiyetini hızla kaybettiğini gösteriyor. Ancak bu tablo, sadece Erdoğan’ın değil, aynı zamanda Türkiye siyasetinin geleceğini belirleyecek bir kırılmanın da habercisidir. Sokakta, sandıkta ve kamuoyunda hissedilen bu değişim, iktidar açısından tehlike çanlarının çaldığını açıkça ortaya koymuştur.
Ancak iktidar bu mesajı anlamak yerine, halktan daha da uzaklaşmayı tercih ediyor. Halkın iradesine karşı yürütülen siyasal operasyonlar artık açık bir biçim aldı. Siyasetçilerin tutuklanması, muhalif gazetecilere yönelik gözaltılar ve susturma girişimleri; CHP gibi devletin kurucu partisine yönelik baskılarla birleştiğinde, Türkiye’nin nereye sürüklendiğini görmek için kâhin olmaya gerek yok. İktidar, seçimi kazanamayacağını gördüğü noktada, muhalefeti tümüyle susturma yöntemlerine sarılıyor. Bu, bir iktidar refleksi değil; aynı zamanda demokratik sistemin çöküş sinyalidir.
Bu süreçte CHP’nin rolü ne olmalıdır?
Cumhuriyet Halk Partisi, yalnızca Erdoğan karşıtı bir çizgide değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokrasiyle bağını yeniden kuracak ana aktör olmalıdır. Bu sorumluluk, tarihsel bir yük değil; bugün yaşanan siyasal baskılar karşısında halkın en büyük dayanağı olma zorunluluğudur.
CHP Ne Yapmalı?
1. Halkla Bütünleşmeli, Her Yere Ulaşmalıdır
CHP, artık sadece büyükşehirlerde değil, Anadolu’nun en ücra noktalarına kadar ulaşmalı; sadece örgüt içinde değil, halkın gündelik yaşamında yer almalıdır. Yozgat’taki mitingde görülen tablo, halkın Erdoğan’a sırt çevirdiğini gösteriyor. CHP, bu boşluğu doldurabilecek en önemli siyasal güç olarak, halkın yeniden sesini duyurabileceği kanallar açmalıdır.
2. Seçim Güvenliği ve Demokrasi Savunusu
Seçim, artık sadece oy kullanmak değil, halkın iradesini koruma mücadelesine dönüştü. İktidar, seçim sürecini baskı ve operasyonlarla şekillendirmek istiyor. CHP, bu süreçte yalnızca sandığı değil, demokrasiye olan inancı da korumak zorundadır. Özgürlükçü, hak temelli bir siyasetle hem seçim sürecini hem de sonrasını güvence altına almalıdır.
3. Siyasi Baskılara Karşı Net Duruş
CHP, son dönemde sadece siyasi rakip olarak değil, doğrudan hedef alınan bir kurum haline gelmiştir. Siyasetçilerin tutuklanması, partilere yönelik soruşturmalar ve muhalif gazetecilerin susturulması; doğrudan çok sesliliğe karşı yürütülen bir savaş olmuştur. CHP, bu saldırılara karşı yalnızca kendisini değil, tüm muhalefeti, basını ve sivil toplumu savunmalıdır. Her tutuklamaya, her baskıya karşı daha yüksek bir sesle cevap verilmelidir.
4. Muhalefet Birliğini Güçlendirmek
Türkiye’yi bu karanlık tablo içinden çıkaracak olan sadece CHP değildir. CHP, diğer muhalefet partileriyle birlikte ortak bir mücadele zemininde buluşarak, geniş tabanlı ve güçlü bir demokrasi cephesi oluşturmak zorundadır. Bu cephenin başarısı, sadece iktidarı değiştirmekle kalmayacak, ülkenin siyasal kültürünü de dönüştürecektir.
5. Yeni Bir Türkiye İçin Vizyon Ortaya Koymak
Halk, sadece iktidarın değişmesini değil, düzenin kökten değişmesini istiyor. CHP, bu beklentiyi karşılayacak sosyal, ekonomik ve siyasal bir vizyon sunmalıdır. Adaletin işlediği, basının özgür olduğu, siyasetin şeffaflaştığı bir Türkiye hayali; artık sadece bir umut değil, somut bir ihtiyaçtır.
Gelinen sonuçta;
Aslında bugün yaşananlar, sadece bir iktidarın çöküşü değil; aynı zamanda yeni bir siyasal dönemin doğum sancılarıdır. Erdoğan’ın halk desteğini kaybetmesi, yalnızca onun değil, otoriter yönetim anlayışının da sona yaklaştığını göstermektedir. Ancak bu sürecin yönetilmesi için güçlü bir muhalefet şart. CHP, bu tarihsel dönemde yalnızca muhalefet partisi değil, halkın sesi, iradesi ve geleceğe olan inancı olmalıdır. Çünkü artık mesele sadece bir seçim değil; Türkiye’nin kaderidir ve halkların kardeşliğidir.
Newtoz ‘faki Kürtler, Saraçhanedeki halk, 8 Mart’taki Kadınlar, üniversitedeki öğrenciler, Köln’deki Aleviler, 1 Mayıs’taki işçiler el ele verdikleri takdirde ancak sarayın saltanatı yıkılır, halkın iktidarı kurulur..
DEM ve CHP hariç tüm muhalefet erdoğanın eteğindedir, yeri geldiğinde öyle tavizler verirler ki..
Altılı masa sakat ve ayakları kırık bir masa, CHP’yi satan Kürt ve Alevi düşmanı katillerdir….
Aşk ile örgütlü cümle canlara..