İstanbul Barosu’nun Efrin operasyonuna destek veren paylaşımına tepki gösteren avukatlar, “Postalı değil cübbeni giy sayın baro, savaşı değil, savaşa karşı çıktığı için gözaltına alınan yurttaşların ifade özgürlüğü hakkını savun” diyerek istifa çağrısı yaptı.
İstanbul Barosu’nun sosyal medya hesabından yaptığı “Bölünmez birliğimiz, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve ABD planını bozmak için Afrin’deyiz” paylaşımı avukatların tepkisine neden oldu.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Avukat Gökmen Yeşil, “Postalı değil cübbeni giy sayın baro, savaşı değil, savaşa karşı çıktığı için gözaltına alınan yurttaşların ifade özgürlüğü hakkını savun” sözleriyle baroya tepki gösterdi. Avukat Tamer Doğan, İstanbul Barosu’nun savaş çığırtkanlığı yaptığını belirterek, “Yenikapı ruhu mu yoksa cadı avında sıranın kendinize geldiğini mi düşünüyorsunuz? Efrin’de ÖSO çeteleriyle birliktesiniz farkındasınız değil mi! Binbaşı Mehmet Durakoğlu’da Efrin’de mi?” diye sordu.
‘SUSSANIZ DAHA İYİ’
“İstanbul Barosu’na yazık” diyen Avukat Kemal Aytaç, “Neresinden tutsan elinde kalır. Çocukları bile inandıramazsınız. Hiç yakışmadı. Sussanız daha iyi. Kınıyorum” diyerek tepki gösterdi.
‘GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ’
Avukat Hacer Çekiç, insan hakları ve hukuk mücadelesi vermesi gereken İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’nun barış yerine savaş cephesinde yer alarak gerçek yüzünü gösterdiğini ifade ederek, “Efrin’de ABD’nin olmadığını, Suriye’ye ÖSO ile girip Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanamayacağını göremeyecek kadar da kör olmuş” diye belirtti.
‘BARO’YU İYİ TANIYORUZ!’
İstanbul Barosunu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu iyi tanıdıklarını ifade eden Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) Eş Sözcüsü Avukat Fatma Özdemir, Kürt kentlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde insanlar katledilirken sesini çıkarmayan İstanbul Barosu ve Feyzioğlu’nu barış bildirisine imza atan akademisyenlere ilişkin yaptıkları paylaşımlardan tanıklarını söyledi. Yine Feyzioğlu’nun Semih Özakça ve Nuriye Gülmen için saf ettiği “Nuriye ile Semih’i evlat edinecek bir sempati içinde olmamı kimse benden beklemesin” sözlerini hatırlatan Özdemir, “Halkların kendi kaderini tayin hakkı taraf oldukları sözleşmelerle tanınmış iken Güney Kürdistan referandumuna karşı çıkmalarından biliriz. Son olarak da Efrin’e yönelik işgal girişimine dair yapmış olduğu açıklamadan da biliriz” dedi.
‘EFRİN YALNIZ DEĞİL’
İstanbul Barosu’nu ve Feyzioğlu’nu hukuki rollerine geri dönmeye davet eden Özdemir, şöyle dedi: “Öte yandan şunu vurgulamakta da fayda var. Mesele Kürtler ise devletin her kurumu ‘Kürt düşmanlığı’ üzerinden bir araya gelerek ‘ülkenin bölünmez bütünlüğü’ üzerinden savaş çığırtkanlığı yapar. Bugün İstanbul Barosu’nun üstlenmiş olduğu siyasi düşmanlıkta budur. Efrin’den yana Türkiye’ye bir saldırı söz konusu değilken kendi iktidarını korumak için ülkeyi bu işgal girişimiyle uçuruma sürükleyen hükümeti ve bu anlayışı destekleyen tüm kurum ve kuruluşlara Şükrü Erbaş’ın şiirini hatırlatmak isteriz; ‘Ey ölüm terzileri, ev yıkıcılar, sürgün ustaları… Ey kardeşliğin süreğen kışı. Bir halkın onuruna yağan kar. Ey bahçemizdeki gergedan. Ey narcissus. Aşağılayan özveri… Eşitlik, zayıflık değil bilgeliktir. İyi olmaktan bu kadar korkmayın. Bir kez olsun sevgiyle bakmayı deneyin dünyaya. Hiçbir halk sonsuza dek efendi, hiçbir halk tutsak olarak yaşayamaz. Barış hepimizi onurlu ve özgür yapacak tek olanaktır. Çıkarın kulaklarınızdan körlüğün tıkaçlarını…’ Efrin halkı yalnız değildir.”
İSTANBUL BAROSU’NA İSTİFA ÇAĞRISI
Ezilenlerin Hukuk Bürosu üyesi Avukat Gülhan Kaya da, İstanbul Barosu’nun, iktidarın bu savaşa ömrünü uzatmak için giriştiğini, tüm uluslararası hukuk kurallarını hiçe saydığını bilmeyecek kadar “cahil” olmadığını bildiklerini söyledi. Kaya, “İstanbul Barosu dahil sözde muhaliflerle AKP’yi Efrin savaşında birleştirenin bu ırkçılık hastalığı olduğunu çok iyi biliyoruz. Tek amacı insanlığın yeniden diriltildiği Rojava Devrimi’ni boğmak olan bu savaşın, ezilenlere ölüm ve yoksulluk dışında hiçbir getirisi olmayacaktır. Suruç’un, Ankara’nın ve yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz onlarca katliamın faili çetelerle kol kola yürütülen bu savaş, yeni katliamlardan başka bir şey getirmeyecektir. Ezilenlerin Hukuk Bürosu olarak mensubu olduğumuz İstanbul Barosu’nun savaşı destekleyen açıklamasının asla bizi bağlamadığını belirtiyor, sorumsuzca yapılmış bu açıklamayı yayınlayan Baro yönetimini istifaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
MA