OHAL’in kadınlara yansımasını, “Bir yere gittiğimiz zaman acaba başımıza ne gelecek korkusu yaşıyoruz” sözleriyle özetleyen Adana’daki kadınlar, kaldırılması için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kadın Komisyonu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kadın Çalışma Grubu ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik Kadın Sağlığı Kolu’nun çağrısıyla bir araya gelen çok sayıda kadın kurumu, AKP tarafından bir kez daha uzatılan Olağanüstü Hal’e (OHAL) karşı ortak açıklama yaparak imza kampanyası başlatmıştı.
İmzacı kadın kurumları arasında yer alan Adana Kadın Platformu üyeleri, OHAL’e neden karşı olduklarını anlattı.
‘OHAL’E BOYUN EĞMİYORUZ’
OHAL’in kadınlar açısından hiçbir zaman olmadığı kadar baskıların, saldırıların arttığı bir dönem olduğuna dikkat çeken platform üyesi Sevil Aracı Bek, “OHAL’de; kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz gibi saldırılar da arttı. Bu dönemde özellikle kadınlara karşı olumsuz yasal düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor. Bunların bir kısmı kadınların tepkileri ve mücadeleleri sonucunda geri çekildiyse de sürekli kadınlara karşı işleyen bir sistem var” dedi. En basit demokratik tepkilerin dahi yasak ve baskıyla karşılandığını aktaran Bek, eylem yapılan alanlara dahi yasaklamalar getirildiğini vurguladı.
Pek çok kadın hakkında açılan soruşturma ve davaların da baskıların bir parçası haline geldiğine dikkat çeken Bek, “Bu baskılara boyun eğmek istemiyoruz. Bu nedenle OHAL’in bir an önce son bulmasını talep ediyor ve kadınlar olarak kaldırılması için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
‘YAŞAMDAN VAZGEÇMEMEK İÇİN’
Bir diğer platform üyesi ve aynı zamanda üniversite öğrencisi Dilan Aksünger de, kadınlar olarak OHAL’e karşı çıkma nedenlerinin en önemlisinin toplumsal hayattan soyutlanmak olduğunu söyledi. Kadına şiddet olaylarının karşısında en cesaretli kesimin kadınlar olduğunu vurgulayan Aksünger, “Müftülük yasasından, evlilik yaşının değiştirilmesine kadar kadınlar dayanışmasıyla bir araya geliyor. İktidar, bunu tehlike olarak görüyor ve OHAL’i bahane ederek kadınların yaşamını doğrudan ele geçirmeye çalışıyor. Yaşamlarımıza müdahale edildiği her noktada ne OHAL’i tanıyoruz, ne de yaşamlarımızdan vazgeçiyoruz” dedi.
OHAL’in özgürlüğünü elinden aldığını ifade eden platform üyesi Sevim Alkan da, “Çocuklarıma özgürlük vermek istiyorum; ama OHAL olduğu sürece ben bunu yapamam. Bir yere gittiğim zaman acaba başımıza ne gelecek korkusu yaşıyoruz” dedi.
‘KADINLAR SOSYAL KÖLELİĞİ KABUL ETMEYECEK’
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Seçil Sönmez de, iktidarın ülkeyi yönetme yetisini kaybettiğini ve bunu OHAL ile sağladığına dikkat çekti. İktidarın çarpık yaşam tarzlarını “din” adı altında yarattıkları cinsiyetçi zihniyetlerini hayata geçirmeye çalıştığını vurgulayan Sönmez, “AKP’nin politikaları kadınların sorunlarını derinleştirmektedir. Dilleri, ayırıştıcı, cinsiyetçi ve ötekileştirici söylemden öteye gidememektedir” ifadelerini kullandı.
“8 Mart ve 25 Kasım’da alanlardaydık alanlarda olmaya da devam edeceğiz” diyen Sönmez, “Çünkü elde ettiğimiz hakları, erkekler öyle istiyor diye kaybetmeye onların istekleri bunlar diye kabullenmeye hiç niyetimiz yok. Kadınlar bundan böyle asla sosyal köleliği kabullenmeyeceklerdir” dedi.
‘SÖMÜRÜ KÜLTÜRÜNÜ GÜNDEMLEŞTİRECEĞİZ’
Dünyanın ve toplumun yarısının kadın olmasına rağmen ülkede kadınlara gereken temsiliyet hakkının verilmediğini aktaran Sönmez, OHAL’in her haline karşı olduklarını da sözlerine ekledi. KHK ile birçok kadının işsiz kaldığının altını çizen Sönmez, “Bu noktada öncelikle yapılması gereken kadın dayanışmasını büyütmek ve sürdürmektir” dedi. Örgütlü kadının örgütlü toplum anlamına geldiğini dile getiren Sönmez, “OHAL düzeninde yarattıkları sömürü kültürünü; mahallelerde, evlerde, tarlalarda, işyerlerinde kadın haklılığını tekrar gümdemleştirmek, dillendirmek ve konuşulmasını sağlayarak hareketlendirmeye çalışacağız” diye konuştu.
MA