Ressam Ali Zülfikar 2 yıl önce Linz’de açtığı sergide AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirel bir şekilde tasvir ettiği eseri „Made in Turkey“ Linz Belediye Başkanı Hans Georg Faust tarafından sansürlenmesine karşı mahkemeye taşıdı. Koblenz Mahkemesi Ali Zülfikar’ın basında çıkan röportajında «telefon üzerinden benden özür diledi« delil olarak kabul etti.
Sanatçı Ali Zülfikar davayı geri çekmeyecegini, Belediye başkanı sayın Dr, Faust‘ın Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası 5.Maddesinin 1 ve 3. bendini ihlal ederek, Basının haber yapma özgürlüğünü, sergi açılışında sergiye gelen misafirleri sergi alanını terk etmeye yönelik tehdit ettiğini belirterek, video ve sergiye gelen tanıklarca sabit görülmektedir. Dolayısıyla bu 3 Sebepten dolayı sayın Belediye başkanı Dr. Faust anayasanın temel maddelerine karşı suç işlediğini, görevini kötüye kullandığı bu sabit delillerden dolayı davaya geri cekmeyecegini belirtti.
2018 Kasım ayında Linz’de açılan bir sergide Erdoğanı eleştirel bir şekilde tasvir ettiği eseri için Türkiye «eserin sansürlenmesini« talep edince Linz belediyesi önce bu talebi karşılamıştı, ancak sanatçının protestosu üzerine resme dönük sansür kaldırılmıştı. Önce yasaklanan sonra gelen tepkiler üzerine izin verilen tabloda, Erdoğan gözlüklü gösteriliyor. Sol tarafta savaşın dramatik durumu iinde çığlıklar atan bir çocuk, sağ gözde Selahattin Demirtaş‘ın hapishanedeki hali yansıtılıyor. Erdoğan‘ın sol elinde Kur’an-ı Kerim ve üzerinde Erdoğanın kanlı parmak izi var. Bunun altında ise “Erdo-Bananen Rebuplik” (Erdo Muz Cumhuriyeti) yazısı olan bir damga vardı.
2 yıl önce yaşadığı bu haksızlığı, bu durumla ilgilenen çok az avukat olduğu ancak yeni dava açabildiğini belirten Ali Zülfikar, “Bu ayın 16‘da avukatım Dr. Hofmann aracılığiyla dava başvurusunda bulunduk ve talebimiz kabul edildi. Dava Alman yasasının 5. maddesi 3. bendine göre ”Sanat ve fikir özgürlüğüne saldırı” gerekçesiyle açıldı” diyerek yaşadığı durumu gazetemize açıkladı.
Karar Türkiye’den bağımsız değil
“Daha sonra sansüre uğrayıp, bu konuda açılan davalar var mı diye baktığımda çok az örnek bulabildim” diyen Ali Zülfikar, “Bu durumun toplum vicdanı ve sanatçı onurunu rencide eden, anayasanın temel dayanaklarına bir politikacının müdahelesiydi. Bu konuda yaşananlara duyarsız kalamazdım.”
Bu kararın Belediye Başkanı Faust’un kendi kararı olduğunu ancak, Türkiye’den bağımsız olmadığını belirten Ali Zülfikar, “Belediye başkanı açıklamasında, ‘Ben, Kürtler ve Erdoğan taraftarlarının karşı karşıya gelmesinden çekindiğim için bu resme sansür uyguladım’ demişti. Belediye Başkanı ‘Cuma gününe geldiği için gerekli yerlere bildiremedim ve kendim böyle bir karar aldım’ diyerek bu kararı tek başına verdiğini açıkça belirtti.” Bu kararın sadece kendisine karşı alınmış bir karar olmadığını aktaran Ali Zülfikar, “Sergiye gelip sansürlenen eseri görmek isteyen sanatseverleri «ya bu eseri tekrardan ters çevirirsiniz, yada burayı terk edersiniz’ diyerek tehdit etmişti” dedi.
Tepkimizi gösterdik
“Sergide eserleri olan diğer sanatçı arkadaşlarım da eğer bu durum devam ederse eserlerini sergilerden çekebileceklerini söylediler ve bana desteklerini açıklamışlardı. Bu durum karşısında serginin tümden iptal edilme tehlikesi yaşandı.” diyen Ali Zülfikar “Bu durumu kamuoyuna duyurabilmek için ‘Bu eser Erdoğan korkusu yüzünden sansürlenmiştir’ fikrimi Klio Sanatçılar Dernegı de benimsedi ve bir sergi bilgilendirmesi eserin yanına eklediler ve eserimi ters asmaya karar verdik. Bunun üzerine resmin üzerindeki sansür, kamuoyu tarafında sahiplenilip, tartışılamaya ve kamuoyuna yayılmaya başlanılmıştı.”
Kamuoyu karşısında özür dilemeli
Daha sonra Belediye Başkanın gelip kendisinden özür dilediğini belirten Ali Zülfikar, “Evet Belediye Başkanı sayın Dr. Faust beni telefonla arayarak benden özür diledi ve resmi sergilememize izin verdi. Ancak bana telefonda söyledikleri gibi kamuoyundan basın önünde özür dilemedi. Sayın Belediye başkanı Faust anayasanın temel maddelerini çiğneyerek eserimi sansürleyerek vicdanımı ve sanatsal kariyerimi zedelemiş, o günlerde çok acılar çekmiştım. Ben Belediye başkanının benden özür dilediğini basına bildirdim, ancak kendisi basın karşısına çıkıp «benim yaptığım şey doğru değildi, anayasayı zedeledim’ demedi” diyerek bu durumu kabul etmeyeceğini belirtti.
Politikacılar müdahale etmesin
“Kamuoyuna mal olmuş bir sanatçı için ‘sansür‘ kabul edilemez bir durumdur, sanatçının ruhunu derinden yaralar. O yüzden sanatçılar kendi anayasal haklarını kullanmaktan çekinmemelidir” diyen Ali Zülfikar, “Yasalar nettir, bunu iyi bilmeli ve bu haklarımızı yaşatarak hayat bulabiliriz. Biz sanatçılar herhangi bir kaygı gütmeden, korkmadan eserlerimizi özgürce üretmeliyiz. Belki bizler eserlerimizin sergilenmesi konusunda baskılar görebilirz ama, daha cesurca hareket etmemizi sağlayacak, kendi duygu ve irademizle eserler ortaya çıkaracağız. Bu durumu ancak kendimizden ödün vermeden, herhangi bir kısıtlama karşısında hakkımızı savunduğumuzda aşabiliriz. Politikacıların duygusuzca hereket ettiğini fark ediyorum. Mallesef siyasetin doğa ve insanlık tarihine olan tahribatlarının ardı arkası kesilmiyor. İnsanların doyumsuz arzuları politikaları devlet erkiyle birleştiğinde kendini bu dünyanın hakimi olarak görmesine, doğamıza tahribatı kendine hak olarak görüyor. Dolayısıyla, her geçen gün politikacıların sanatçılara müdahale ediyor, sanatın özgürlüğü tartışilır hale geliyordu. bu yüzden bu davayı açtım. Bu davadan nasıl bir karar çıkar bilemiyorum ama Alman anayasası bu konuda nettir, umarım bu karar anayasa¥i ve sanatın özgürlüğü için milat olur” dedi.