Aleviliği; Dinsel veya mezhepsel kaygıyla anlatmak, bu reaksiyon ve baskı ile kişiliksizleştirmenin amacı örtülü asimilasyon uygulamaktır.
Oysa hep derim; Alevilik inanç, toplumsal yaşam, gelenek, kısacası öncü bir yaşam biçimidir. Bizim içimizden çıkıp Sünni veya Şia sisteminin zulmüne, kuşatmasına, tuzaklarına göz yuman, eylemlerinde, demeçlerinde veya kitaplarında Alevilerin kafasını karıştıran bilinçli yönlendirici pazarlamacıların farkında olup, bu yanlışlığın kökenini ve içteki özünü sorgulamak, Alevilerin yaşamını her türlü yöntemle biçimlendirmek isteyenlere karşı bilinçli olmamız gerekir.
Bugüne kadar denen yöntemler Alevileri Sünni-İslam’ın holdingleşen diyanetine mecbur kılmak, Alevilik inancını kurumsallaştırarak, meşruiyetini ve dâhilindeki tüm farklılıkları yok etmeye yöneliktir. Örneğin; kutsal yol asimilasyonu dediğimiz hac ve umre yolculukları, camii –cem evi projeleri, eğitim ve öğretimde Çocuklarımıza enjekte edilen gericilik bunlardan sadece bilinenleri tabi her torba yasada çıkan ve hukuki statü tanımayan adaletsizliği de unutmayalım.
İşte tüm bu sorunlarımız çığ gibi büyürken bizler neler yapıyoruz onu da düşünmek gerekiyor başta inanç önderlerimiz olmak üzere ( Dedeler) geniş bir coğrafyada talipleriyle yol süren, bir Alevi için gerçek yaşamdaki ilkeli yaşam, disiplin, dar, görgü, sorguyu gibi kavramların tanımlayıcısı ve taşıyıcısıdırlar. Ancak son dönemlerde bazı kaygılarımız var ki şöyle; Sarayda Cem, Sünni ve Şia ahlak ilkleriyle yorumlanan Alevilik, kapakları Alevice içi kirli bilgi dolu kitaplar, Cemde uygulanan benzeşme ritüelleri, evlerimizde okunan mevlitler ( Dedelerin katılımı ile), sosyal medyadaki kirlilik, bu kaygılarımızda bizleri haklı çıkarıyor.
Dedelere olan itikatimizden şüphemiz olmamasına rağmen, içimizi kemiren şey; bin yıllık bir intikamın elimizle güncellenerek bize sunulmasıdır. bu durum Hak ve eşitlik ilklerine aykırı bir vicdansızlık ortadayken elimizle kendimizi imha etmek demektir.
Oysa Alevi Can; özünde her şeyi ve hatta tanrıyı sorgulayabilen bir inançsal özgüvene sahiptir. Akılcılıktan, bilimsellikten yanadır. Ve yaşamına bu ilkleri mutlaka yansıtır izahsız ve karanlık düşüncelere teslim olmaz işte bu ortamda bizim misyonumuz gerçeğin çığlığı olmaya devam etmek gücümüz yettiğince, nefesimiz tükeninceye kadar halka inmek olmalı diyor saygılarımı sunuyorum….